KVKK Cezaları ve Yaptırımları Neler?
6698 Sayısı Kişisel Verilerin
Korunması Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte, kanun, kurumlara ve işletme
sahiplerine ciddi idari para cezaları getirmekle birlikte bazı durumlarda hapis
cezaları da söz konusudur.
Kanun, resmi kurumlar dahil, kişisel verileri işleyen tüm kurum, işletme ve şirket sahiplerini kapsamaktadır. Gerçek kişi müşteriler, çalışanlar, ziyaretçilerin bilgileri kaydediliyor ve işleniyorsa KVKK kapsamındadır. Kanun kapsamındaki tüm kurum ve kuruluşlar, Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun (KVKK) belirlediği tarihler içerisinde kısa adı VERBİS olan “Veri Sorumluları Sicil Bilgi Sistemi”ne kayıt yaptırma zorunluluğu vardır.
VERBİS kaydı ile kurum ve işletmeler, hangi kişisel verileri, hangi amaçla, hangi kanuni dayanakla ve ne kadar süreyle işleyeceklerini bildirmekle yükümlüdürler. Bu yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde kanun, idari ve hapis cezası getirmiştir.
6698 Sayısı KVKK ile getirilen ağır cezalar şöyle belirlenmiştir:
İdari Para Cezaları
Kişisel Veri İhlali | Ceza Miktarları |
Aydınlatma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi | 5.000 TL – 100.000 TL |
Veri Güvenliği Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi | 15.000 TL-1.000.000 TL |
Sicil Yükümlülüğü Yerine Getirilmemesi | 25.000 TL-1.000.000 TL |
Kurul kararlarına muhalefet | 20.000 TL-1.000.000 TL |
Hapis Cezaları
Kişisel Veri İhlali | Ceza Miktarları |
Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Kaydedilmesi | 1-3 yıl |
Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Yayma, Başkasına Verme ve/veya Ele Geçirme | 2-4 yıl |
Kişisel Verileri Süresi Geçmesine veya İlgili Kişi İstemesine Rağmen Yok Etmeme | 1-2 yıl |
Cezalar her yıl enflasyona göre güncellenmektedir.
Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na Aykırılık, Yaptırımlar ve Yargı Yolu
Kişisel Verileri Koruma Kurulu
(“Kurul”) Resmi Gazete ve Kişisel Verileri Koruma Kurumunun (“Kurum”) internet
sitesinde yayımlanmış olan 21.12.2017 tarihli 2017/61 ve 2017/62 sayılı kararları
kapsamında Kişisel Verileri Koruma Kanununun (“Kanun”) 15. maddesinin 6. fıkrası
uyarınca aldığı ilke kararlarına uymayanlar hakkında cezai işlem uygulanacağı
yönünde karar almıştır.
Kurul,
• 2017/61 sayılı kararı ile çeşitli
uygulamalar, internet siteleri veya sosyal medya hesapları üzerinden kişisel
verileri toplayarak bu verilerin paylaşımını sağlayan, isim sorgulandığında telefon
numarası bilgisine, telefon numarası sorgulandığında da isim bilgisine erişme ve
başkalarının telefon rehberinde nasıl kayıtlı olunduğunu öğrenme gibi konularda
hizmet veren uygulama ve internet sitelerinin, Kanun’da ve ilgili mevzuatta dayanağı
bulunmaksızın gerçekleştirdiği bu tip veri işleme faaliyetlerinin derhal
durdurulmasına,
• 2017/62 sayılı kararında ise; banko, gişe ve masa gibi alanları kullanan kurum ve
kuruluşların, aynı anda birbirine yakın konumda hizmet alanların birbirlerine ait
kişisel verileri duymasını, görmesini, öğrenmesini veya ele geçirmesini engelleyecek
ek güvenlik önlemleri almasına
oybirliği ile karar vermiştir.
Kurul, bu
kararları ile bunlara uymayanlar hakkında Kanun’un 18. maddesi kapsamında işlem
yapılacağı hususunda açıkça uyarıda bulunmuştur. Kurul tarafından alınan ilke
kararlarına uyulmaması halinde 25.000 TL’den 1.000.000 TL’ye kadar idari para cezası
verilmesi, Kanun kapsamında Kurul’a tanınan yaptırım imkanlarından sadece bir
tanesidir.
Kurul’un bu kararlarını, Kanun’a aykırı hareket eden tüzel ve gerçek
kişiler hakkında Kurul tarafından yapılacak suç duyuruları ile verilecek idari para
cezalarının ayak sesleri olarak yorumladığımızdan bu yazımızda Kanun kapsamında
ihlallerin karşılığı olan yaptırımları açıklamaya gayret ettik.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Öngörülen Yaptırımlar Nelerdir?
Kanun’da öngörülen yaptırımlar Suçlar ve Kabahatler olmak üzere iki ayrı başlık
altında düzenlenmiştir.
a) Türk Ceza Kanunu Kapsamında Düzenlenmiş Suçlar ;
Kanun’un Suçlar başlığı altında 17.
maddesinde doğrudan Türk Ceza Kanuna (“TCK”) 135 ila 140. maddelerine atıf yapılmış
olup aşağıda yer alan suçları işledikleri sabit olanların, hapis cezasına
çarptırılma riskleri vardır:
•
Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Olarak Kaydedilmesi: TCK 135. madde
kapsamında, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye 1 yıldan 3 yıla
kadar hapis cezası verileceği düzenlenmiştir. Bu kişisel verilerin kişilerin siyasi,
felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki
eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına
ilişkin olması durumunda verilecek cezanın yarı oranında artırılacağı ayrıca
düzenlenmiştir.
• Kişisel Verilen
Hukuka Aykırı Olarak Başkasına Verilmesi Yayılması Ele Geçirilmesi : TCK
136. madde kapsamında, kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren,
yayan veya ele geçiren kişinin, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılacağı düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen fiillerin kamu görevlileri
tarafından görevin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle veya belli bir meslek
ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanılmak suretiyle işlenmesi halinde cezanın
yarı oranında artırılacağı düzenlenmiştir.
• Kanuni Sürelerin Geçmiş Olmasına Rağmen
Verilerin Yok Edilmemesi: TCK 138. madde kapsamında, kanunların
belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle
yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde 1 yıldan 2 yıla kadar hapis
cezası verileceği düzenlenmiştir. Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu (“CMK”)
hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması hâlinde
verilecek ceza bir kat artırılacağı ayrıca düzenlenmiştir (Bu hususa örnek olarak
Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti
Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesinde düzenlenmiş olan bilirkişi tarafından yapılan
analizler sonucu elde edilen bulgularla ilgili makama gönderileceği, bulgular
üzerinden moleküler genetik analizler için izole edilen DNA örnekleri bilirkişi
tarafından rapor hazırlandıktan sonra imha edilmesi gösterilebilir.)
Kanun’un 7.
maddesinde kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesine
ilişkin yükümlülüklere yer verilmiş ve bu madde kapsamında ayrıca Kişisel Verilerin
Silinmesi Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi Hakkında Yönetmelik de
yayımlanmıştır. Düzenlenen bu usul ve esaslara ilişkin olarak detaylı bilgileri
10.11.2017 ve 20.01.2018 tarihli yazılarımızda bulabilirsiniz. Kanun’un 17.
maddesinin 2. fıkrasında doğrudan yukarıdaki düzenlemelere atıf yapılarak kişisel
verileri 7. maddeye aykırı olarak silmeyen veya anonim hale getirmeyenlerin TCK 138.
madde uyarınca cezalandırılacağı açık olarak düzenlenmiştir.
Yukarıda yer alan
suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı değildir. Bu nedenle
savcılıklarca herhangi bir şikayete tabi olmaksızın resen soruşturma başlatılması
her zaman ihtimal dahilindedir.
•
Güvenlik Tedbirleri: TCK 140. maddesinde yukarıdaki maddelerde
tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunacağı ayrıca düzenlenmiştir. Güvenlik tedbirleri
TCK’nın 60. maddesinde açıklanmış olup; bir kamu kurumunun verdiği izne dayalı
olarak faaliyette bulunan tüzel kişi yararına işlenen kasıtlı suçlarda, bu iznin
iptaline karar verileceği, yine müsadere hükümlerinin (eşya ve kazanç müsaderesi),
özel hukuk tüzel kişileri hakkında da uygulanacağı düzenlenmiştir.
5235 sayılı kanun uyarınca yukarıdaki suçlara ilişkin yargılamalar görevli
Asliye Ceza Mahkemelerinde yapılacaktır. Bu suçlar bakımından, TCK ve CMK hükümleri
uyarınca cezanın ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının
uygulanmama ihtimali bulunduğundan, bu durumda hüküm kesinleştiğinde hapis cezası
kaçınılmaz olabilecektir.
Kurul yayınladığı Kanun Uygulamasına ilişkin Soru ve Cevaplar’da (“Soru ve
Cevaplar”) ; Kurul tarafından yapılan bir inceleme neticesinde suç unsuruna
rastlanılması halinde nasıl bir yol izleneceğine cevap vermiştir. Kurul, bu konuda
özel bir düzenleme bulunmadığını, ancak TCK gereğince yetkili makamlara bildirimde
bulunulacağını ifade etmiştir. Nitekim yukarıda bahsi geçen 2017/61 numaralı ilke
kararında da kişisel verilerin hukuka aykırı olarak elde edilmiş olabileceği de
dikkate alınarak, TCK 136. madde uyarınca ilgili internet siteleri/uygulamalar
hakkında gerekli hukuki işlemlerin tesisi için konunun Cumhuriyet Savcılığına
bildirileceği belirtilmiştir.
Yine Kurul tarafından yayımlanan Soru ve
Cevaplar’da bir fiil hem kabahat, hem de suç oluşturuyorsa sadece suçtan dolayı
yaptırım uygulanacağı ifade edilmiştir. Kabahatler Kanunun 15. maddesinde de bir
fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmışsa, sadece suçtan dolayı yaptırım
uygulanabileceği düzenlenmiş olduğundan, bu açıdan uygulamanın da kanundan farklı
olamayacağı düşünülmektedir.
b) Kabahatler ;
Kanun’un 18. maddesi
Kabahatler başlığı altında düzenlenmiş olup, aşağıda yer verilen yükümlülükleri
yerine getirmeyen veri sorumlusu gerçek ve tüzel kişilere miktarı Kanun’un ilgili
maddesinde düzenlenen aralıklarda olmak üzere Kurul tarafından idari para cezaları
verilebilir. Para cezalarının yer aldığı tabloyu sayfanın üst kısmında yer alan
tablodan inceleyebilirsiniz. Yukarıdaki ihlallerin kamu kurum ve kuruluşları ile
kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında işlenmesi halinde, Kurulun yapacağı
bildirim üzerine, kamu kurum ve kuruluşunda görev yapan memurlar ve diğer kamu
görevlileri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında görev yapanlar hakkında
disiplin hükümlerine göre işlem yapılacağı ve sonucunun Kurul’a bildirileceği
düzenlenmiştir.
Kanun’un 22. maddesinin 1. fıkrasının ğ bendinde idari yaptırımlara Kurul
tarafından karar verileceği düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde yukarıda yer verilen
ihlallerin kabahat olarak öngörüldüğü ve idari para yaptırımına bağlandığı, verilen
yaptırım kararına karşı idari yargı yolunun açık olduğu belirtilmiştir. Her ne
kadar, Kanun gerekçesinde yaptırıma karşı idari yargı yoluna gidilebileceği
belirtilmiş ise de aşağıda da izah edeceğimiz gibi Kabahatler Kanunu kapsamında
Kurul’un vermiş olduğu idarî para cezalarına kararına karşı Sulh Ceza Hâkimliğine,
yani adlî yargı yoluna başvurulması gerekecektir. Kanun gerekçesinde, Kurul’un idari
para cezalarının miktarına ilişkin karar verirken 5326 sayılı Kabahatler Kanunu
düzenlemesine göre hareket edeceği yine Kanun’da kabahatlerle ilgili hüküm
bulunmaması halinde de genel kanun niteliğindeki 5326 sayılı Kabahatler Kanununun
uygulama yeri bulacağı belirtilmiştir.
Bu durumda yukarıda bahsi geçen idari para cezaları kime kesilecek?
Kanun’un 18. maddesinde idari
para cezalarının veri sorumlusu olan gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri
hakkında uygulanacağı belirtilmiştir. Bu durumda Kanun’da geçen veri
sorumlusu ifadesinden ne anlamamız gerekiyor?
Kanun, veri sorumlusunu, Kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını
belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan
gerçek veya tüzel kişi (“Veri Sorumlusu”) olarak tanımlamıştır. Yani kişisel
verileri tamamen veya kısmen otomatik olan yollarla veya bir veri kayıt sisteminin
parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla işleyen gerçek veya tüzel kişiler
Veri Sorumlusu olarak kabul edilmektedirler. Daha basit anlatımla gerçek kişi
olmaları şartıyla çalışanlarının, müşterilerinin, iş ortakları, tedarikçilerinin
v.b. kişisel bilgilerini toplayan, kaydeden, bunları işleyen, transfer eden
şirketler başta olmak üzere tüm tüzel kişilikler ile gerçek kişiler Veri
Sorumlusu’dur.
Kurum tarafından yayımlanmış soru ve cevaplarda; tüzel kişilerin,
kişisel verileri işleme konusunda gerçekleştirdiği faaliyetler kapsamında bizatihi
kendilerinin “veri sorumlusu” oldukları, ilgili düzenlemelerde belirtilen hukuki
sorumluluğun tüzel kişinin şahsında doğacağı, bu konuda kamu hukuku tüzel kişileri
ve özel hukuk tüzel kişileri bakımından bir farklılık gözetilmediği, bu çerçevede
gerek cezai gerekse de hukuki sorumluluk bakımından, tüzel kişilerin sorumluluğuna
ilişkin özel hukuk ve kamu hukukundaki genel hükümlerin uygulanacağı
belirtilmiştir.
Sonuç olarak idari para cezaları, kamu tüzel kişilikleri hariç
olmak üzere kişisel veri işleyen şirketlere, vakıf, dernek gibi özel hukuk tüzel
kişilerine ve gerçek şahıslara kesilebilecektir.
“Kurul’un nereden haberi olacak
da bize ceza kesecek?” demeyin.
Kurul kendi inceleme yapabileceği gibi, herhangi
birinin şikayeti sonucunda inceleme yapmak zorundadır. Veri sahibi kişilerin kişisel
verilerine dair haklarına ve Kanun’a dair farkındalıkları arttıkça şikayet ve
ihbarların sayısının da artması beklenir. Kanun’un 15. maddesinde Kurul’un şikayet
üzerine veya ihlal iddiasını öğrenmesi durumunda resen, inceleme yapacağı
düzenlenmiştir.
Şikayet süreci, ilgisinin öncelikle Veri Sorumlusuna başvurması
ile başlar. Veri Sorumlusu kendisine iletilen talebi 30 gün içinde sonuçlandırmak
durumundadır. Başvuru talebine ilişkin kabul veya ret kararı Veri Sorumlusu
tarafından ilgilisine yazılı veya elektronik ortamda bildirilir. Başvurunun kabulü
halinde talep gereği Veri Sorumlusu tarafından yerine getirilir.
Veri sahibi, başvurusu Veri Sorumlusu tarafından reddedilirse, verilen cevabı
yetersiz bulursa Kurul’a kendisine cevap verildiği tarihi takiben 30 gün içinde
şikayette bulunmak zorundadır. Veri sahibi kendisine cevap verilmediği takdirde ise
Veri Sorumlusu’na başvuru tarihini takiben 60 gün içinde Kurul’a şikayette bulunmak
durumundadır. Bu durumda Kurul, şikayet uyarınca incelemesini yapacaktır. Veri
Sorumlusu, Kurul’un inceleme konusu ile ilgili istemiş olduğu belgeleri 15 gün
içinde Kurul’a göndermek, talep halinde ise yerinde inceleme yapılmasını sağlamak
zorundadır. Yapılan inceleme sonucunda aykırılık tespit edilmesi durumunda bunların
giderilmesi için Veri Sorumlusu’na Kurul tarafından süre verilir. Karar gereğinin
Veri Sorumlusu tarafından 30 gün içinde yerine getirilmesi zorunludur.
Telafisi
güç veya imkansız zararların doğması ve açıkça hukuka aykırılık olması halinde,
Kurul, veri işlenmesinin veya verinin yurt dışına aktarılmasını
durdurabilecektir.
Yine aynı maddede şikayet üzerine veya resen yapılan inceleme
sonucunda, bir ihlalin yaygın olduğunun tespiti halinde yukarıda yer vermiş
olduğumuz kararlar gibi ilke kararları alınabileceği düzenlenmiştir.
Kurul Ceza Bedelini Hangi Kriterleri Dikkate Alarak Belirleyecek?
Yukarıda yer vermiş olduğumuz
gibi Kanun’un 18. maddesi kapsamında düzenlenen idari para cezalarının alt ve üst
sınır aralığı oldukça geniş tutulmuştur. İlgili madde gerekçesinde idari para
cezalarının alt ve üst sınırları arasındaki makasın bilinçli olarak geniş tutulduğu,
Kurul tarafından karar verilirken 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 17. maddesinin
ikinci fıkrasında belirtildiği üzere kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru
ve ekonomik durumunu dikkate alınacağı düzenlenmiştir. İlgili madde gerekçesinde,
çok farklı ekonomik güce sahip gerçek veya tüzel kişiler hakkında uygulanacak
yaptırımlar bakımından hakkaniyeti sağlamak amacıyla bu şekilde bir düzenleme
yapıldığı açıklanmıştır. Bu konuya dair verilen örnek olarak da küçük bir şehirde
faaliyet gösteren bir aile şirketiyle ülke çapında faaliyet gösteren bir holdingin
Kanun hükümlerini ihlal etmesi durumunda belirlenecek idari para cezalarının
miktarının söz konusu şirketlerin ekonomik durumlarına göre farklı olması gerektiği
gösterilmiştir. Dolayısıyla Kurul, her şirket özelinde inceleme yaparak kabahatin
içeriği, kusur ve şirketin mali yapısını dikkate almak suretiyle para cezasını
belirleyecektir.
Hakkımızda idari para cezası verilirse hangi hukuki yollara başvuracağız?
Önceki makale ve bilgi
notlarımızda detaylı olarak izah etmeye çalıştığımız riskleri, görmezden geldiğiniz
ve tüm uyarılarımıza ve yol göstermemize rağmen gerekli tedbirleri almadığınız için
idari para cezası yediniz veya tüm tedbirleri aldınız, ancak Kurul’un haksız
uygulamaları neticesinde şirketiniz ve kuruluşunuz hakkında idari para cezası
kesildi. Bu durumda hangi kanun yoluna başvuracaksınız?
Yukarıda da izah
ettiğimiz gibi Kanun düzenlemesi ve gerekçesinde idari para cezasına ilişkin
Kabahatler Kanunu’na atıf yapılmaktadır. İdari para cezasına karşı yasal başvuru
yolu Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinde düzenlenmiş olup idari para cezası
kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç 15 gün
içinde yetkili Sulh Ceza Hâkimliğine başvuruda bulunulmalıdır. Başvuru bu süre
içinde yapılmaz ise idari yaptırım kararının kesinleşeceği açık olarak
düzenlenmiştir. Veri Sorumlusu’nun bizzat kendisi veya vekili aracılığı ile idarî
yaptırım kararına ilişkin bilgileri ve bu karara karşı ileri sürülen delilleri
içerir dilekçe ile Sulh Ceza Hâkimliğine başvurması gerekmektedir.
Kanun
maddesinde idarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili
olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde;
idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali
talebiyle birlikte idari yargı merciinde görülür. İdari yaptırım kararının verildiği
işlem kapsamında idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması
halinde ise, idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının bu
işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği düzenlenmiştir.
Bu halde İdare Mahkemesine başvuru yapılması gerekecektir. Yapılacak başvuru harca
tabi değildir.
Başvurunun İncelenmesi
Sulh Ceza hâkimliğine yapılan
başvurunun usulden kabulü halinde hâkimlik dilekçenin bir örneğini Kurul’a
gönderecektir. Kurul başvuru dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren en geç 15 gün
içinde hâkimliğe cevabını verir. Sulh Ceza Hâkimliği Veri Sorumlusu’na Kurul’un
cevap dilekçesinin bir örneğini tebliğ edecektir. Hâkimlik talepte bulunulması
üzerine veya resen tarafları çağırarak belirleyeceği gün ve saatte tarafları
dinleyebilir. Hâkimlik, ilgilileri dinledikten ve bütün delilleri ortaya koyduktan
sonra aleyhinde idari yaptırım kararı verilen ve hazır bulunan taraflara son sözünü
sorar ve son kararını hazır bulunan tarafların huzurunda açıklar.
Başvuru Sonucu
Hâkimlik yargılama
sonucunda başvuruyu tamamen red veya kabul edebileceği gibi idari para cezasının
miktarında değişiklik yaparak da başvurunun kabulüne karar verebilir. Hâkimliğin
kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz imkânı mevcut olup
itirazın kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerekmektedir.
SONUÇ
Kişisel Verileri Koruma Kurulu
yukarıda yer verdiğimiz kararları ile Kanun’un yaygın ihlali olarak öngördüğü
aykırılıkların giderilmesi, bu aykırılıkların giderilmemesi halinde ise Kanun’da
öngörülen yaptırımların uygulanacağı hususunda açık uyarıda bulunmuştur. Bu uyarılar
Kurul’un yakın zamanda denetimlere başlayacağını, ihlallerin tespiti halinde
yukarıda özetle yer verdiğimiz suç duyuruları ve idari para cezalarının uygulama
yeri bulacağını göstermektedir. Bu nedenle bu gibi büyük cezalarla karşılaşılmaması
için kişisel verileri işleyen tüm gerçek ve tüzel kişilerin gerekli tedbirleri
alarak zorunlu olan Kanun’a uyum sürecini ivedilikle tamamlamasını önermekteyiz.